Bugün dahil oldugum bir ders icerisinde, Le Corbusier'den , CIAM'dan, Howard'dan, Garnier'den bahsettik.
Asıl dert onlarin, herseyin bitmis bir hayali yapmalari, modernleşme içerisinde yeni bir uyum
yaratarak, ortak bir üslüp oluşturmaya çalışıp, bir yanılsamaya düşmesiydi.
Benim görüşümle über-echt kentler kurma hayalleri vardi hepsinin, her neyse bunlari dinlerken, aklima SimCity adli oyun geldi, aslında ne kadar oyunda olsa, kendi icerisinde, alanlamaları bulunan ve oyunu kazanmak icin, sınıf hiyerarşisi, endüstriyel alan, ticari alan, yasama alanı gibi seyleri aynı lökorbizer bir bakış açısıyla düzenlemeniz gerekir.
Burdan herşeyi bir kurala bağladığımızı görebiliriz belki de, var olanı ancak bir sisteme, bir kaynağa bağladığımızda kendimizi güvende hissediyoruz.
Birşeyleri yapanların önce ne yaptıklarına değil sıfatlarına ve tanımlamalarına bakıyoruz.
işte bu yüzden robert rauschenberg' e selam ediyorum.
ps. eğlenceli bir ülkede yaşıyoruz iyi ki. bir sonraki yazı, biraz haber takip etmek gerektirecek.