"Bulaşıcı olusn ya da olmasın, salgının bir tür tarihsel bireyselliği vardır. Ona karşı daha karmaşık bir gözlem yöntemi kullanmak zorunluluğu buradan gelir. Toplu bir olay olarak, çoklu bir bakış gerektirir; tek bir süreç, tekilliği, rastlantısallığı ve beklenmedikliği ile tanımlamak gerekir. Olayı ayrıntısıyla, ama çoklu algılamanın içerdiği tutarlılıkla da vermek zorunluluğu vardır: Kısmi olduğu sürece, bilgi belirsiz ve dayanaksız olacaktır, ana ve asıl olana ulaşmayacaktır gerçek oylumunu ancak görüngelerin kesişmesinde, bakışların kesiştiği yerde, bu ortaklaşa olayların bireysel ve tek çekirdeğini nihayet kıstıran, yinelenen ve doğrulanmış bir bilgide bulacaktır."
s.42 Kliniğin Doğuşu, Michel Foucault
Bir bayram kutlaması, bir televizyon dizisinde sadece darbe sahnelerinde çalan bir müziğin çalması, kendinden geçen konuşmalar vs.
Belki kutlamanın konumla alakası yok, ama uzunca bir süredir bu ülkede bir salgın olduğu apaçık ortada, ve biz bu salgını tekilselliğiyle, rastlantısallığıyla beklenmedikliğiyle yaşıyoruz.
Serbest çağrışımla şu geliyor aklıma, "etnisite" ve fiziksel çevre arasında nasıl bir ilişki kurulabilinir? Bu ilişki toplumsal olaylarla harmanlandığında elimize nasıl bir harita çıkar. Bu tüm etkileşimlerden sonra x bir ırka ait bir fiziksel çevre tanımı yapabilir miyiz?
Özellikle mimarlık demekten çekiniyorum, onu da açıklama gereği duydum.
Mimarlık üzerine konuştukça, "mimar"dan uzaklaşamıyoruz, bir süre sonra konu mantar binalara geliyor. Oysa zamanmekan* çok daha geniş bir alanı tanıtmakta, fiziksel çevre ne kadar bir çerçeveye sıkışmış gözükse de...
*zamanmekan Bülent Tanju'nun derslerinde mekan tartışması üzerine kullanılan bir tanım. Kelimenin hikayesi biraz uzun, isteyene anlatabilirim.
ps. yazının son kısmında içinden çıkamadım, bir gün çıkarım.
bu harita geçmişten (en azından belirgin bir olayı başlangıç kabul ederek) günümüze kadar bir tarama yapılıp çıkartılırsa inanılmaz bir gösterge olur(neyin göstergesi mi?)
haritanın bir de yansıması olabilir. farklı etnik kökenler ve olmak isteyip de olamadıkları yerler ve şu anda neredeler...
içimizdeki ırkçılığı napıcaz, boynumuzdan çıkarıp salonumuzun duvarına asalım da bari bir şeye benzesin. hem mekanları hem zamanı hem de imkanları oluşturup şekillendirenlerden utanmak. çoğunluk ve azınlık miktarlarını devletlerin gözetlemesi, ahkam kesip karar vermesi? manavdan meyve alıyoruz sanki. devlet ana-baba bize bir röntgenci gözlüğü ve bir de dürbün lütfen.
O bambaşka bir konu zaten, yasayla çoğunluk ve azınlığa karar verilmesi vs.
Öyle bir harita, ilk düşünmede elimize sadece bir doku farklılığı gibi çıkar gibi duruyor, geçen okulda konuşuyorduk, sonuçta birileri annesinden babasından ne görürse onu uyguluyor, ama bence asıl soru komşusundan gördüğü noluyor?
Fuck people who consider Architecture only as `Buildings`
Being of an Architect of something can mean many different things like a movie, a book, an idea or even a Human.
People should start moving their asses instead of sitting and bullshitting around.
Harrasment of the Day.